Kaynak : Kültür Bakanlığı, Tatar Halk Edebiyatı, Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi
Yazının ortaya çıkışı, yazı dilinin kurallaşmaya başlaması doğrudan doğruya devletçiliğin ortaya çıkmasına bağlıdır. Eski halklar kendi aralarında sağlam bir münasebet turmuşlar, hayat tecrübesi değiştirmişler. Devlet kurmak, haberi uzağa göndermek için, yazı sistemini oluşturan tecrübe de bir halktan diğerine çabuk geçmiştir. Bugünkü Türkoloji biliminde ilk Türk devletleri olarak (M.Ö. VII. asırdan M.S. II. asra kadar yaşayan Saka-İskit (Sak-Skif) imparatorluğu, bu çağda kurulup, M.S. V. asra kadar yaşamış Kanglı (Kenwgeves Peçeneg) devletçiliği gösterilir ve oradaki yazı Kök Türk alfabesiyle idi fikri ileri sürülür (Seferoğlu, Müderrisoğlu, 1986. İL, 20). M.Ö. VII. asırda kurulup, M.S. I-V asırlara kadar yaşayan Asya-Hun, Avrupa-Hun, Ak-Hun (Eftalit) devletlerinde, yazı Orhon-Rum alfabesine dayanmış diye gösterilir (yline burada 25- 27). Orhon Run yazmasının ta eskiden, yani M.Ö. kullanılanı umumiyetle Kök Türk yazısı diye adlandırırlar. Bu yazı ile beraber Türkolojide Asya Hunlarının Çin ve Skiflerin ise Grek yazısını kullandığı hakkında da haberler vardır.
M.Ö. binlerce yıl önce yaşamış ve Roma İmparatorluğuna kadar büyük bir medeniyet kuran Etrüskler de etnik yönden, temelde Türk'e dayanır ve onların yazı dilleri de Türkçe'dir, diye görüş var. Etrüsk medeniyetinin temelinde Roma medeniyeti teşekkül eder, Etrusk yazısı Latin alfabesine temel olarak alınır. Bu düşünceyi Roma tarihiyle uğraşan Fransız âlimleri söylerler, Etrüskler ile uğraşan Adile Ayda bu düşünceyi daha da güçlendirir (Adliya Ayda, 1992,215-222).
Türk alfabesinin tarihini öğrenmek yepyeni deliller verir. 1924'te Fransa'nın Vich bölgesinde bir toprak sahibi, yaklaşık üç bin kadar parçadan oluşan yazma bulur. Onlar, M.Ö. 2500 yıllarında yazılmışlar ve şimdi Glozel' Müzesinde korunurlar. Onları dünyadaki en eski yazılara dayanarak çok araştırırlar; fakat hangi dile ait olduklarını açıklayamamışlar. O yazılara Paris'te yaşayan etnomüzikolog Haluk Tarcan dikkat eder ve onların fotokopilerini Türkiye âlimi Kazım Mirşan'a gönderir. Bu işte çok deneyim kazanan ve kitaplar çıkaran Kazım Mirşan (menşeine göre Sibir Tatarlarından) Glozel' yazmalarının Eski Türk yazısında Eski Türkçe yazıldığını açıklar, onun alfabesini yapar. Bu açıklamayı Kazım Mirşan ve Haluk Tarcan Sorbonne Üniversitesindeki konferansta söylerler. Onların haberleri âlimler arasında tamamen desteklenir. Glozel' yazmalarındaki alfabe Etrüsk harflerine çok yakındır (Elveren, 1993,15).
İdil-Kama boylarında, Doğu Avrupa'nın başka yerlerinde bulunmuş kaplara I-VI asırlarda yazılmış yazıları da bugüne kadar âlimler okuyamadılar. Kazan Üniversitesi âlimi Ezher Möhemmedî, onların Bakteriyedeki M.Ö. II-I. asır paraları yazısı ile karşılaştırıp, Türkçe-Hunca okudu. Bu yazılarda da aynı Kök Türk alfabesi kulanılmış olsa gerek (Möhemmedî E., 1973).
Şimdi artık eski Türk yazısının tam bir sistemini oluşturmak için, Türk medeniyetini daha iyi ve daha esaslı bir şekilde bilmek için Kazım Mirşan ve Haluk Tarcan tarafından açıklanan ve 4500 yıl önce yazılmış alfabeyi, Etrüsk alfabesini, Kök Türk - Run alfabesini ve Hun alfabesini kıyaslayıp öğrenmek âlimlerin övünçlü ve zaruri bir borcudur. Bundan daha büyük borç da bu alfabede yazılmış bütün zenginliği yeniden Türk medeniyetine kazandırmaktır. Elbette, onların bulunanları ve çeşitli müzelerce yerleştirilenleri bile Türk dünyasına çok zengin tarihî-edebî miras verecek seviyededir.