Prof. Dr. Engin Beksaç - Şule Nurengin Beksaç, M.A.
Trakya Üniversitesi, Sanat Tarihi Bölümü
Adramytteion
Günümüz önen yerleşmesi yayılım alanı altında kalan bu antik kentin, tüm tahribatlara rağmen bazı izlerini bulmak mümkündür. Şu andaki durumu itibariyle kazıların gerçekleştirilmekte olduğu alan Bergama Krallığı hakimiyeti dönemiyle çakışan Hellenistik dönemden 11. yüzyılda vuku bulan yıkımlar sürecine kadar geçen aşamalardan izler taşıyan veriler ortaya koymuş olup, ağırlıklı olarak Geç Roma ve Bizans süreçleriyle temsil edilen bir dini yapılar sürekliliği ve bu süreçlerle ilintili bir nekropol alanı ortaya koymuş bulunmaktadır. İlerdeki çalışmalar burada Hellenistik ve Roma Devirlerine ait dini oluşumların izleriyle birlikte bir manastır kompleksinin varlığını da ortaya koyabilecek gibi görülmektedir. Burada bulunan veriler ayrıca, Dionysos ve Myster Kültler ‘in varlığını gösterirken, özellikle Erken Hristiyanlık ve Hristiyan Pagan çatışmalarını gösteren doneler gerçekten ilgi çekicidir.
Şu anda kazı alanının bulunduğu yükseltinin aşağısına gelen kısımda ve Belediye Ağaçlandırma alanı sınırında kalan kesimde her geçen gün biraz daha hızla yok olan sur izleri özellikle üst kısımları itibariyle şehrin Ortaçağ aşaması ile ilgili şehir duvarları olduğu izlenimini vermektedir. Önemli bir bölümü iskana açıldıktan sonra, geri kalan kesimleri sit alanı ilan edilmiş bulunan Adramytteion kentinin kalıntıları arasında halen gösteri alanı olarak kullanılan sahada Antik şehrinin tiyatrosunun bulunduğuna işaret eden bazı izlere rastlanmış olması ilginçtir. Üç yükselti üzerine kurulmuş olduğu bilinen kentin yapılan tahribatlar nedeniyle teşhisi güçlükler arz eden Akropol ‘ünün de bu alanın arkasında bulunabileceğine ve özellikle Roma Devri ‘nde de burada bazı binaların varlığına işaret eden kalıntılara rastlanmıştır.
Önemli bir limanı ve deniz üstü olduğu bilinen kentin liman kalıntılarına günümüzde de rastlanmakta olup, limanın Bergaz Tepe olarak bilinen kayaç yükselti önündeki dolmuş koy ve bu koyun batısına gelen alanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu kesimdeki kumsalın önünde halen bazı liman ile ilintili olabilecek izlere rastlanması da bu durumu kanıtlamaktadır. Bergaz Tepe önemli bir sit alanı olarak ön plana çıkarken , çevresinde bulunan keramik verilerinin bolluğuyla da dikkat çekmiştir. Bu kesimde rastlanan keramik buluntuları Ören üzerinde bulunanların en erkenleri olarak dikkat çekerken, kayalık oluşumuyla anılan en erken yerleşme aşamasına da işaret eder gibidir.
Ören yerleşmesiyle ilintili olan Yılanlı Tepe ve çevresi de tahribatlar nedeniyle algılanması günümüz için zor olsa da, özellikle bir kült merkezi olduğu intibaını vermektedir. Eski Adramytteion ve çevre oluşumu genel nitelikleri itibariyle bu günkünden faklı bir nitelikte olduğunu gösteren coğrafi özellikler sergilemektedir. Özellikle akarsuların denize ulaşım noktalarının yanı sıra Antik Çağlar ’da ki topografya da farlı bir biçimde ana yerleşmeyi iç bölgeleri denetlemesine rağmen, iç bölgelere karşı korunaklı bir duruma da getirmektedir. Akarsuların Kenti kuşatmasıyla birlikte, kıyı düzlüğü ardında yer alan alçak yükseltiler de önemli bi koruma hattı teşkil etmekte olduğu izlenimini vermektedir. Bu nitelik Adramytteion ardından önemli bir yerleşme noktası teşkil etmiş olan Taylı yöresi için de geçerlidir.
Burhaniye İlçesinin kültürel oluşumu coğrafi yapısıyla ilgili olup, özellikle dağlık bölgeler ve kıyı bölgeleriyle ara bölgeler önemli bir durum arz etmektedir. Bu geniş alan içinde görülen alt bölgelerin genel özellikleri ilçenin antik ve orta çağ yerleşim alanları kadar, Adramytteion dışındaki yerleşimleri de tanıyıp, işlev ve önemlerini değerlendirebilmemize imkan tanımaktadır.
İskele-Taylıeli ( Taylı-ili )-Pelitköy ( Pelidiye )- Şarköy – Şahinler ( Karga ) –Hisarköy ( Asar ) – Tahtacı – Yabancılar -Ağacık- Yunuslar Bölgesindeki buluntular bu bölgede irili ufaklı yerleşmelerin varlığına işaret etmekte olup, eldeki veriler itibariyle bu bölgede özellikle Ağacık ve Yunuslar çevresindeki bazı buluntular ışığında Bronz Çağı sürecinden itibaren gelen ve Klasik ve Hellenistik dönemlere ait önemli yerleşmelerin bulunduğunu göstermektedir. Fakat bu bölgenin özellikle Geç Roma ve daha çok da Ortaçağ sürecinde daha yoğun bir yerleşime sahne olduğu fark edilmektedir. Özellikle Hisarköy ‘de merkezi konumdaki Geç Bizans Dönemi kalesi 12 yüz yıl sürecinde önem kazanmış olan ve muhtemelen önemli bir tarım ve maden potansiyeli yanında bu kesimin diğer kesimlerden daha rahat savunulabilir oluşuyla açıklanabilir yoğun iskanı için önemli koruma vermesi amacıyla çar çabuk inşa edildiğini göstermesi bakımından önem taşımaktadır. Bu noktada, Tahtacı çevresindeki yerleşmelerin ve özellikle birinin de savunmaya dönük olduğu intibaını vermesi önemlidir. Hisarköy Kalesi Tahtacı hattı kale kıyıdan içeri giden Antik yolun güzergahı için de önemli bir ip ucudur. Bu hat Karınca Deresini esas alan bir savunmaya ve ilçenin kuzey , kuzey doğusundan gelen bir tehdide işaret olarak Ortaçağ sonlarıyla ilgili olmalıdır. Dışta bulunan bir savunma merkezi olan Fugla Tepe daha çok Hellenistik Dönemle ilgili gibidir. Tahtacıdaki yerleşmede Roma malzemesi boldur. Bu da Hissarköy ‘ deki savunmanın veya içeriye doğru giden yol denetiminin daha erken süreçlerde bu kesimde yoğunlaşmış olabileceğini gösterir gibidir. Daha içerde de bu işlevi özellikle Aleksey çeşmenin dikkat çektiği Yunuslar çevresi üstlenmiş olabilir. Bu kıyıdan içerilere kadar uzayan bölgenin Yunanlılar tarafından işgal esnasında oluşturulan yapılanma sistemi ile de çakışması ilginçtir. Bu noktada, özellikle Taylıeli önemli bir merkez olarak dikkat çekmekte ve yoğun Ortaçağ buluntusu yanında daha erken süreçlere de çıkabilen bir yerleşim potansiyeli sergilemektedir.
Kuyumcu ( Kuzdere ) - Kırtık( Kırtıkoba ) Bölgesi bu kesimde yer alan Kaplan Sivrisi gibi önemli kültistik özellikleri de teşhis edilen ve Akropol niteliği aşikar olan bir merkez ve çevresine dağılan veriler ışığında , iç bölgelerde yer alan ve özellik iç yol kadar çevredeki taş ocakları ve maden yataklarını denetleyen önemli bir yerleşime işaret etmektedir. Bu noktada Ballık Taş ve Balkaya olarak bilinen kaya anıtının da dikkat çekici bir durumu vardır. Kaplan Sivisi ve Ballık Taş bir birini gören konumlarıyla da kültistik olduğu kadar, ulaşım yollarını denetleyen bir özellik sergilemektedir. Genel nitelikleri itibariyle bu yerleşme bölgesi Roma Dönemi ‘nde yoğunluk kazanmış bir yerleşme dinamiğine işaret eder gibidir. Burhaniye İlçe sınırları içinde tespit edilen kaya sunakları ve diğer kült merkezlerinin çevre ilçelerde de olduğu gibi eski ulaşım sistemiyle de yakın bir ilişkisinin olduğu gözden kaçmamaktadır.
Karadere Çevresi genel niteliği itibariyle Bahadınlı ile kıyı bölgesine açılan ve Havran ‘ın Karalar ve Çakırdere köyleriyle birlikte ilginç bir oluşum sergilemekte olan bu bölge Kuyumcu-Kırtık çevresine benzer bir yerleşme dinamiği sergilemektedir. Bu bölgenin en ilginç yönü görkemli kaya anıtları olup, Karadere ardında yaylada yer alan Asarkaya Kaya Sunağı ve çevresindeki yerleşim alanları ve nekropol izleri Roma dönemi ve öncesine giden veriler ortaya koymaktadır.
Bahadınlı - Çallı ( Alaçalı / Kırlı ) Çamtepe Bölgesi özellikle Bahadınlı çevresinde yoğunlaşan yerleşme dinamiğiyle, Dedekaya gibi önemli bir kaya sunağıyla dikkat çeken bu bölgede Ambar Kaya gibi diğer kaya anıtları ve Klasik Çağ sonrasından Ortaçağ içlerine kadar önemli yerleşmelerin bulunduğuna işaret eden veriler mevcuttur. Bu bölge özellikle merkezi konumu ve güçlü bir akarsu potansiyeli ile olduğu kadar dağlık bölgeler ve kıyı arasındaki konumuyla da dikkat çekmektedir.
Kızıklı –Börezli Bölgesi arkasında yükselen Fugla Tepe üzerindeki kültistik olduğu kadar savunma amaçlı kullanıma da işaret eden özellikleriyle Burhaniye içindeki önemli yerleşim alanlarından birine temel teşkil etmektedir. Aşağı yukarı bu bölge içinde kalan ve kıyı ile bu önemli tarım bölgesi arasında ara konumda bulunan Hüyücek Tepe verileri ‘nin ışığında Bronz Çağı süreci ve belki de öncesinden başlayan önemli bir yerleşim potansiyeli ortaya koymaktadır. Ayrıca Dutluca Köyü çevresinde de çok erken süreçlere giden yerleşme izlerine rastlanması bu kesimin iç bölgelerdeki maden alanları ile aracı konumu kadar tarım potansiyeli ile ilgili olmalıdır. Özellikle Börezli çevresinde yoğunlaşan yerleşmeler ve Kızıklı çevresindeki nekropoller Roma sürecinde yoğunlaşan bir yerleşme dinamiğini göstermektedir. Bu bölgelerde Bizans sürecinde de yerleşmeler bulunduğunu fark etmemize rağmen bunları özellikle Ortaçağ ‘ın geç süreçleri itibariyle ilçenin batı kesimlerine oranla daha sınırlı olduğu anlaşılmaktadır.
Çoruk-Çıkrıkçı Bölgesi bu kıyı bölgesi özellikle Geç Roma ve Bizans süreçlerinde yoğunlaşan önemli bir iskan bölgesi olarak dikkat çekerken, Adramyttion yerleşimiyle de yakın ilişkiler sergileyen bir yerleşme dinamiği sergilemektedir.
Adramytteion Kent Bölgesi : bizzat yerleşmenin kendisi ve çevresindeki kıyı ovası tarafından oluşturulan alan olup, Ören merkeziyle Yılanlı Tepe ve daha gerideki yükseltileri içine aqlan bir alan olarak Tüm çevresindeki yerleşmelerin bağlandığı bir merkez teşkil etmektedir.Tüm yerleşmelerine rağmen Burhaniye ‘nin tarihsel geçmişinin odağı tüm Körfez Bölgesi ‘nin güney kesiminin de odağı olarak ön plana çıka Adramytteion yerleşmesi çevresinde şekillenmiş olup, bu yerleşme bölgenin tüm hayatını derinden etkilemiş ve yönlendirmiştir. Bu noktada Iolla adı dışında şu andaki Burhaniye ilçe sınırları içinde kalan hiçbir yerleşmeye ait sikkelere rastlanmamış olması da onların Adramytteion ‘a bağımlılığının kanıtıdır. Adramytteion ve çevresindeki yerleşmelerden arda kalan mimari parçalar, kitabeler ve diğer veriler Burhaniye ‘nin görkemli geçmişinin tanıkları olarak oraya buraya dağılmış, çalınmış veya yok edilmiştir. Buna rağmen eldeki veriler bile,Adramytteion ‘un yüz yıllar boyu adını taşıyan bölge ve çevresiyle birlikte geniş bir alanda ne kadar etkin olduğunuve merkezi konumunu göstermeye yetmektedir. Bu noktada, Adramytteion ‘un özellikle Edremit ve Havran İlçelerinin de belirli bölgelerini denetleyen bir merkez olduğunu unutmamak gerekir.