Prof. Dr. Engin Beksaç - Şule Nurengin Beksaç, M.A.
Trakya Üniversitesi, Sanat Tarihi Bölümü
1- Hisarköy : Hisarköy ( Asar ) yanında yer alan ve yapı özellikleri itibariyle 11. yüz yıl sürecinin ardından bölgede vukuu bulan Türk akınlarıyla yakın ilişkisi olduğu belli olan tahkimatın bir parçası olduğu anlaşılan kaleden günümüzde üç burç dışında bazı sur temelleri ve duvar parçaları kalmış olup, duvar örgü sistemi kalenin aceleyle yapıldığını göstermektedir. Kalenin Karınca çayı batısında kalan kısmın tahkimatı kadar kıyıdan iç kesimlere giden yolu da korumayı hedeflediği anlaşılmaktadır. Kalenin ana niteliği itibariyle daha önceki süreçlerde kutsal amaçlı olarak kullanılan düzleşmiş kayalık alanın ana hatlarına uygun olarak yuvarlağa yakın bir biçimde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Hisarköy ‘ün yerlilerinden edinilen bilgiler doğrultusunda yakın zamanlara kadar ayakta olan bazı mimari unsurların özellikle defineciler tarafından tahrip edildiğine dair bilgiler edinilmiştir. Kalenin ortasında bulunan sunak alanı savunmanın parçası olarak oluşturulan sarnıç yapımı ve diğer amaçlar doğrultusunda kullanılmıştır. Bu sarnıç kısmındaki duvarın Bizans devri yapımı olduğu hemen fark edilmektedir. Bölgede yapılan yüzey araştırması esnasında Demir Çağı ve Hellenistik dönem buluntuları yanında, Bizans Dönemi buluntularına da yoğun biçimde rastlanmış olup, bu keramik buluntularının da 11. yüz yıl sonrasına ait olduğu gözlenmiştir.
2- Tahtacı Köyü Değirmen Tepe : Tahtacı Köyüne Burhaniye merkezden ulaşan yolun sa tarafında Karınca deresi kıyısında yer alan değirmenin ardına gelen tepe üzerinde yer alan bir yerleşme olağan bir gündelik kullanımdan çok tahkimatlı askeri bir yerleşme izlenimi vermektedir. Muhtemelen derenin ardındaki tahkimatlarla ilintili olalıdır. Bu alandaki buluntular Roma ve Ortaçağ süreciyle ilintili gibi görülmektedir. Özellikle burada bulunan bir Roma Devri keramik buluntusu Geç Bronz Devri buluntularıyla çok yakın bir benzerlik göstermekte olup, bölgede uzun süreçlere rağmen etnik yapıdaki bir sürekliliğin göstergesi olarak değerlendirilebilir.
3- Fugla Tepe : Fuğla tepe daha öncede bahsedildiği gibi öncelikle Kutsal bir alan olarak kullanıldıktan sonra kale olarak kullanıldığı izlenimini vermektedir.
Camiler
Burhaniye İlçe sınırları içindeki camilerin mevcut şekliyle 18. yüz yıl süreci sonrasında yapılmaya başladığı ve İlçenin inanç sistemi ve kimliğinde de bu süreçten sonra farklı temayüller oluştuğu fark edilmektedir. Bu nedenle eldeki mevcut bilgiler ışığında tarihsel öneme haiz camilerin önemli bir bölümü ilçe merkezinde toplanmakta olup, ilçe merkezi dışında ilgi çekebilecek tek bir örnek olarak Şahinler ( Karga ) Camii , Batılılaşma Süreci olarak bilinen aşamanın özelliklerini gösteren bu yapılar arasında ilgi çekici bir köy cami olarak yer almaktadır. Bu noktada, şu an için Burhaniye çevresinde cami yapımıyla ilgili tarihi veriler ışığında bilinen en erken cami yapım faaliyetiyle ilgili bilgi Kemer Voyvodası Hacı Mustafa Ağa’nın 1737 de Sığırönü ‘nde yaptırdığı cami ve mektebe ait ( Yetkin, G., Edremit Tarihi’nden Yapraklar, Sohbet, 24 Mayıs 1962 ) olarak tespit edilmektedir. Eldeki mevcut bilgiler ışığında, 19. yüz yıl sonu itibariyle 853 haneli olan Burhaniye ilçe merkezinde 5 cami bulunduğuna dair bilgiler mevcuttur ( Cuinet,V., 1894, 271-173 ). Bu sayı da günümüz Burhaniye ilçe merkezindeki anıtsal camilerin sayısıyla eşit bir durum arz etmektedir.
Mehmet Emin Ağa Camii : Burhaniye ilçe merkezinin en eski mahallesi olduğu kabul edilen Memiş Mahallesi ‘nde bulunan camii 1961 yılında kıble duvarı dışında tamamen yeniden yapılmıştır. İlk haliyle H. 1156 M. 1743 yılında yaptırılmış olan caminin banisi Mehmet Emin Ağa ‘dır. Memiş Camii veya Müftü Cami olarak da adlandırılmaktadır. Eski haliyle içinde medresesi de bulunan bir külliye olduğu bilinmektedir. Bu günkü haliyle ortadan kaldırılmış olan yapının tarihsel kayıtlar ışığında Burhaniye ‘nin en eski camii olduğu anlaşılmaktadır.
Hanay ( Hacı Ali Ağa ) Camii : Mahkeme Mahallesi’nde olan bulunan cami yoğun tamir ve tadilatlara sahne olmuştur. İlk şeklinin H. 1163 M. 1749 tarihinde Hacı Ali Ağa tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Altından bir yol geçen ve yanlarında dükkanlar bulunan bir zemin kat üstüne oturan cami1954 ve 1972 de Vakıflar İdaresi tarafından restore edilmiştir.
Hasan Ağa Camii : Yunus Mahallesi ‘nde bulunan cami 1946 yılında yenilenmiştir. İlk şeklinin H. 1172 M. 1759 tarihinde Hasan Ağa tarafından yaptırılmış ahşap bir yapı olduğu bilinmektedir. Bu ahşap yapının da 1924 yılında tamir ve tadil edildiğine dair bilgiler mevcuttur.
Hacı Ahmet Camii : Hacı Ahmet Mahallesi ‘nde bulunan cami ilk şekliyle H. 1213 M. 1798 de düz ahşap tavanlı bir yapı olarak inşa edilmiş ve daha sonra bu yapının yerine H. 1320 M. 1904 tarihinde inşaatına başlanarak H. 1327 M. 1911 de tamamlanan şimdiki bina inşa edilmiştir. Merkezi bir kubbe ve yanlara açılan kollara sahip olan bina tipik bir Batılılaşma Devri eseridir. Burhaniye’nin en ilginç camilerinden biri olan yapı bir Rum kalfaya yaptırılmış olup, Körfez çevresindeki bu dönem camileriyle benzeşen mimari özellikler sergilemektedir. Bina içinde bulunan taşıyıcı yekpare sütunlar şipoli olup, Burhaniye yakınlarındaki bir eski ören yerinden getirilmiştir.
Koca Cami : Hacı Ahmet Camii ile benzeşen özellikler gösteren bu yapı muhtemelen aynı kalfanın eseri olup, ilk şekliyle H. 1196 M. 1781 tarihinde Muhiddin-i Rumi tarafından yaptırılan ve daha sonra yanarak ortadan kalkan ilk yapının yerinde H. 1308 M. 1890 tarihinde inşa edilmiştir. Tipik bir Batılılaşma Devri yapısıdır. Merkezi bir kubbe yanlara açılan kanatlardan oluşmuş bir planı olan yapı Burhaniye ‘nin en ilginç camilerindendir. Cami etrafında bulunan ve bir medresenin de içinde yer aldığı külliyesi ortadan kalkmıştır. Kuzey doğu taraftaki türbe ilk yapının banisi Muhiddin-i Rumi’ye aittir. 1944 depreminde önemli ölçüde zarar gören bina 1946-1947 ve 1971 de önemli tamir ve tadilat görmüştür.
Şahinler Camii : Mimari özellikleri itibariyle orijinal bir nitelik arz eden cami tipik bir Batılılaşma Devri eseri olarak teşhis edilmekte olup, Şahinler ( Karga ) Köyü merkezinde bulunmaktadır. Dışardan muhkim , fakat son derece yalın bir görünüşü olan yapı son yıllarda yapılan bazı ilavelerle bazı özelliklerini kaybetmiştir. İçerden yalancı kubbelere sahip olan yapı dışardan düz bir ahşap çatıyla örtülmüş olup, özellikle ibadet mekanında yer alan çiçek ve meyvelerden oluşan temel süsleme programına katılan değişik manzara görünümlerinden oluşmuş zengin kalem işi tezyinatıyla göz doldurmaktadır. Mimari teşkilatı ve tezyinatıyla farklı özellikler gösteren cami H. 1313 ( M. 1895 ) tarihini veren bir kitabeye sahiptir.