Atatürk Dönemi Tarih - Ders Kitapları, TARİHTENEVELKİ ZAMANLAR VE ESKİ ZAMANLAR, 1 9 3 1 İSTANBUL DEVLET MATBAASI
Maarif Vekaleti Milli Talim ve Terbiye Dairesinin 2181 193T tarih ve 1869 numaralı emrile 30000 nüsha tab'edilmiştir.
TuvART Not : Tüm resimler için buraya bakınız
X I X uncu asra kadar, Mısırın, sahih olarak tarihi bilinmiyordu. Mevcut malumat, masallarla karışıktı. Mısırlıların ken dileri de, 2000 yahut 3 000 seneden evelini bilmiyorlardı.
Mısır tarihi, Mısırlıların yazısı okunduktan (1 8 2 2) sora ve bugüne kadar, Mısır toprakların da, birçok alimler tarafından yapılmakta olan taharriler ve bulunan eserler ile meydana çıkmıştır.
A. MISIR VE NİL
MISIR
Mı sır, Afri kanın şimalişarkisind edir. Asyaya, Süveyş Berzahı ile bitişir. Şimalde Akdeniz ve şarkta Kızıldeniz le çevrilmiştir. Garbı v e cenubu çöl ile sarılmıştır.
Mısıra hemen hiç yağmur yağmaz. Gök daima, tam açık ve mavidir ; gündüzler, parlak güneşin altında yakıcıdır. Geceler çöllerde olduğu gibi, serindir. O rtasından büyük bir ırmak, N il, geçmeseydi, Mısır, bir çölden, taşlık ve çıplak bir ovadan başka bir şey olmıyacaktı.
Mısır "bir Nil vergisidir. Doğrusu, Mısır toprağını yaratan, Nil ırmağıdır.
N i l d ü n yanın en büyük ırmaklarından biridir. Bu ırmak, başlıca Habeşistandan gelen Göknil ile, hattıistiva altındaki büyük Viktorya - Alber gölleri mıntakasın dan gelen, Aknilin birleşmesinden meydana gel m iştir. Cenu ptan şimal e akan bu ı rm ak, Mısır kıt' ası n a girmeden evel altı çağla ya n yapar. Bu çağlayanların şimalde son uncusu Siyen (Assuan) dadır.
MISIRIN GÖRÜNÜŞÜ
Siyenden sora Nil, Akdenize doğru gider ; yatagının sağında ve solunda kayalıklı tepeler vardır.
N ilin geçtiği vadi 1000 kilometredir. B u vadinin, orta genişliği ise 1 5 kilometredir.
Hiçbir yerde 20 k i l o metreden fazla genişliği yoktur. Bu vadi bazan, dar bir geçit olu r. Şimale doğru, Kahire hizasında, Nil birtakım kollara ayrılır. (V) ş e k l i n d e bir müselles teşkil eder. Bu müselles, çok eski zamanlarda , Akdenizi n bir körfezi idi. Nil, bu körfezi, binlerce sene içinde getirdiği çamurlarla doldurdu. Hala da her sene bir metre kadar doldurmaktadır. Bu suretle meydana gelen ovada, nehrin kollarile sahilin resmettiği şekil, yunan alfabesinin D'si olan "delta"ya benzetildiği için Yunanlılar, bu mınta kaya Delta demişlerdir.
Geniş Delta ovasına, Aşağı Mısır adı verilir. Nilin, uzun v e dar olan cenuptaki geçitleri mıntakasına Yukarı Mısır denir.
Bütün Mısır Delta ile Nil vadisinden ibarettir. Bu dar, uzun mıntakanın, şarkında Arap, garbında Libi, cenubunda Nubi kum çölleri vardır.
Haziranda Nil kıyıları kurur. Irmak artık yatağını d oldurmaz. Hemen tebahhur etmiş gibidir. Nebatlar, hayvanlar, insanlar güçlükle soluk alırlar. Mısır ölecek sanılır.
NİLİN TAŞMASI
Fakat, her sene hemen ayni tarihte, 20 hazirana doğru, Nil canlanır. Zira Habeşistan
dağları üzerinde karlar erir ve hattıistivada şiddetli yağmurlar yağar. Bu sebeple Nil, kabarır, taşar, bütün vadiyi doldurur.
Yalnız yüksek tepeler üzerinde yapılmış köyler, adacıklar halinde, meydanda kalır. Bu köyler , yüksek yollarla biribirine bağlıdırlar'. Irmağı tutan bentler, 15 haziranda kaldırılır.
Nil, ilk taşmağa başladığı günlerde, güzel mavi rengini kaybeder. Yeşil ve sıhhate dokunan bir su akar. Bu, Nilin Bahri Gazal denilen bataklık cenup mıntıkalarından getirdiği, nebati maddelerden ileri gelir. Bu " Yeşil Nil" birkaç gün içinde daha kabarır ve bir defa daha rengini değiştirir. Bu defa suları, kırmızı bir çamurla doludur ; kan gibi akar. Bu da ırmağın dağlık mıntakadaki yatakları kenarlarından koparıp getirdiği volkanlık topraklardan olur. " Kırmızı Nil" in suyu , serindir ve içilebilir.
Ağustos ve eyül ayların da ırmağın yükselmesi tam olur. Sora yavaş yavaş, ikinciteşrin sonunda, ırmak yatağına girer. Toprak üzerinde bereketli bir mil bırakır. İşte o zaman, ekme başlar. Hafifçe toprağı sürdükten sora, birincikanunda tohum atılır. Dört ay s ora sıkıntısızca mükemmel bir mahsul elde edilir. İl kbaharda, memleket mahsulle doludur. Sayısız çiçeklerle süslüdür. Bulutsuz bir ışıkla aydınlanmıştır. Mısır yaşamakla bahtiyardır.
MISIRDA TABİATiN YARDIMI
Umumiyetle başka yerlerde eski zaman insanları, yıyeceklerını, gıyeceklennı ve barınacakları yeri temin için, çok zaman ve emek sarfına mecbur idiler. Mısırda toprak ve iklim, insanlara hayatı kolaylaştırıyordu. Altı ay kendilerini zahmete sokmak istemiyenler, istedikleri gibi yaşıyabilirlerdi. Nil onlar için çalışıyordu. Tabiat, Mısırlılara, Kaldeliler gibi eski medeni bir kavim olmıya yardım etti.
Sumerler, Akatlar ve Elamların yaptıkları gibi ve ayni esbap ve ihtiyaçlar karşısında teşkilatlı bir devlet kurmakta da Mısırlılara müessir olan, memleketlerinin hususiyetidir.
TABIi MEMBALAR
Nilin her sene sulaması sayesinde, Mısır da Mezopotanıya gibi, dünyanın en mümbit memleketidir. Orada buğday o kadar çabuk yetişir ki senede iki hatta üç mahsul alınabilir. Buğday, arpa, darı ve her türlü hububat ve sebze Mısırın eskidenberi yetiştirdiği mahsullerdir. Bakla, nohut, mercimek, Mısırda tabii olarak yetişirdi . Nar, kayısı ve incir ağaçları boldu. Hurma ağaçları, ek seriya, birçok desteler halinde toplu bulunurdu.
Nil kıyıların da, havuzlar ve kanallar boyunca birçok su nebatları yetiştirdi.
Bu n ebatlardan papirüs ve lotüs meşhurdur. Papirüs liflerinden bir nevi kağıt yaparlardı, ve bu kağıtlarla yazarlardı. Papirüs bilhassa Delta da bulunurdu. Yemişini yedikleri lotüs, hususile Yukarı Mısırda bulunurdu. Bunun çiçeklerinden süs yaparlardı .
Mısırlıların, sığır, koyun ve keçi sürüleri vardı. Eşek kullanırlardı. Asyadan gelen at süs hayvanı idi. Kaz ve ördek çoktu.
Her soydan köpekleri vardı.
Nilde, timsah, suaygırı, yılan balığı, turnabalı ğı, şişip karnı havada olduğu halde yüzen garip bir balık (fahaka) çoktu.
Güvercin, kumru, keklik, yabaniördek boldu.
Leyleğe benziyen ibişkuşları da vardı. Bu kuşa, Mısırın bazı taraflarında taparlardı. . · ·
Mısırlılar, her türlü avcılığa çok düşkündüler.
Memlekette her cinsten çok av vardı. İlk devirlerde, aslan, ceylan da çoktu.
MISIRIN BUYÜKLÜĞÜ
Mısırın ziraate ve oturmaya elverişli topraklarının hepsı, 30,000 kılometre murabbaını geçmez; bu küçük mıntakada, bugün 13
milyon insan yaşıyor. Mısırın, eski devirlerindeki n üfusu bugünkün den az değildi. Bu kadar küçük bir sahada, bu kadar çok insanın müreffeh yaşıyabilmesi, Mısırın nekadar feyizli olduğunu göstermiye kafidir.