Ulu Önder Atatürk ve arkadaşları, 23 Temmuz 1919'da emperyalist güçlerin Osmanlı topraklarını paylaşmaya çalıştığı dönemde, Erzurum Kongresi ile Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atılmasını temin etti.

ERZURUM
Milli Mücadele hareketinin dönüm noktalarından olan ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin atıldığı Erzurum Kongresi, ulusal egemenliğin koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine karar verilen ilk kongre olması ve Milli Mücadele'nin rotasının çizilmesi açısından önem taşıyor.
Ulu Önder Atatürk ve arkadaşları, 23 Temmuz 1919'da emperyalist güçlerin Osmanlı topraklarını paylaşmaya çalıştığı dönemde, Erzurum Kongresi ile Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin atılmasını temin etti.
Düşman işgalindeki vatan toprağını kurtarmak için bağımsızlığa giden zorlu yolu Erzurum'dan sürdüren Atatürk ve silah arkadaşları, bu kongre sayesinde ülkenin bağımsızlığa giden yolunu açtı.
Doğu vilayetlerinden Erzurum, Sivas, Van, Bitlis, Diyarbakır ve Elazığ'a yönelik ermeni tehlikesi ve kurulmak istenen ermenistana tepki ile Trabzon vilayetinde de Trabzon, Rize, Gümüşhane, Ordu, Giresun'da Rum Pontus iddialarına karşı tedbir için toplanan Erzurum Kongresi, bölgesel bir kongre olmasına rağmen bütün yurdu ilgilendiren nitelikler taşıyor.
Erzurum Kongresi, hiçbir baskı ve yönlendirme olmadan Türk milletinin kendi hür iradesiyle almış olduğu milli bir kararın hayata geçirilmesiyle Türk Milletinin var olduğu ve var olmaya devam edeceğinin en önemli göstergesi oldu.
Türk Milletinin var olma mücadelesindeki ilk refleksini ve kararlılığını gösterdiği tarihi kongrede alınan "Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz." kararı ile Milli Mücadele yolunda büyük bir aşama kaydedildi.
Erzurum Kongresi'nin kapanışındaki konuşmasında "Tarih, bu kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir." diyen Gazi Mustafa Kemal, bundan 100 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı Kongre'nin önemine dikkati çekti.
Mustafa Kemal Paşa, "Milletimizin kurtuluş umuduyla çırpındığı en heyecanlı bir zamanda, fedakar sayın heyetimiz her türlü zahmete katlanarak Erzurum'da toplandı. Duygulu, asil bir ruh ve çok güçlü bir inançla vatan ve milletimizin kurtuluşuyla ilgili köklü kararlar aldı. Özellikle bütün dünyaya karşı milletimizin varlık ve birliğini gösterdi." sözleriyle kongrenin önemine vurgu yaptı.
"Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür parçalanamaz"
Yoğun çalışma sonrası bugünlere de ışık tutan 23 Temmuz Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar şöyle:
- Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz. - Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet topyekun kendisini savunacak ve direnecektir. - Vatanı korumayı ve istiklali elde etmeyi İstanbul Hükümeti sağlayamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir. - Kongre toplanmamışsa bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır. - Kuvayı Milliye'yi tek kuvvet tanımak ve Milli İradeyi hakim kılmak temel esastır. - Hristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez. - "Manda ve himaye kabul edilemez"
Cumhuriyetin temellerinin atıldığı kongredeki diğer kararlar ise şu şekilde: - Manda ve himaye kabul edilemez.
- Milli Meclisin derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır.
Tarihi kongrenin 101. yılının kutlandığı bugünlerde, Atatürk öncülüğünde kurulan meclisin görüşmelerini gerçekleştirdiği Erzurum Kongre Binası, büyük ilgi görüyor.
"Erzurum'un birleştirici özelliği tarih boyunca öne çıkmıştır"
Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Rektör Yardımcısı ve Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, Erzurum Kongresi'nin tarihteki önemini AA muhabirine anlattı.
Kongrenin tarih boyunca birleştirici rol oynayan Erzurum'daki en önemli toplantılardan olduğuna dikkati çeken Küçükuğurlu, "Erzurum'un birleştirici özelliği tarih boyunca öne çıkmıştır. Çünkü Erzurum, Anadolu'nun kuzeyini, doğusunu ve batısını birleştiren kavşak noktasındadır." dedi.
Küçükuğurlu, Erzurum'un büyük bir kongreyi yaparak şanlı bir şehir olduğunu bir kez daha ispatladığına işaret ederek şunları kaydetti:
"O günler Erzurum'un, tarihin en zor dönemiydi. Erzurum'un yarısı yakılmış yıkılmıştı ve harabeler arasında bir kongre yapıldı. Bu Kongre en zor sıkıntıları yaşamış olan insanların yaptığı kongreydi. Öncesinde Rus işgali ve Ermeni mezalimini yaşayan bir şehir, harabe halinde olmasına rağmen böyle bir kongreyi yaptı. Yani Erzurum en zor gününde en büyük görevi yaptı. Bu Kongre aslında Milli Mücadele'nin yerellikten ulusallığa geçişini simgeleyen ve bunun için en önemli kararların alındığı geçiş kongresidir. Çünkü Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar daha sonra Sivas Kongresi'nde bütün yurda yayıldı."
Bu süreçte bütün önemli kararların Erzurum'da alındığını anlatan Küçükuğurlu, Erzurum Kongresi'nin aynı zamanda Milli Mücadele'nin lider kadrosunun belirlendiği kadro olduğunu söyledi.
"Kongrede fiili bir hükümet olan Temsil Heyeti Kuruldu"
Küçükuğurlu, Atatürk'ün Erzurum'a geldikten sonra askerlikten istifa ettiğini ve kendisine Erzurumluların sahip çıkıp kongrede Milli Mücadele'nin lideri yaptığını anlatarak, "Erzurum Kongresi son gününde aldığı kararları uygulamak üzere fiili bir hükümet olan Temsil Heyeti'ni kurdu. Temsil Heyeti, kongrede alınan kararları uygulamakla görevliydi ve görevini 23 Nisan 1920'ye kadar devam ettirdi. Aslında buna geçici bir hükümet ve uygulama heyeti denilebilir." diye konuştu.
Erzurum Kongresi'ndeki kararların Misak-ı Milli'ye ve TBMM'nin açılışına kadar giden süreci belirlediğini bildiren Küçükuğurlu, şöyle devam etti:
"Misak-ı Milli bu kararlar üzerine son Osmanlı Mebusan Meclisinde kabul edildi ve temel Erzurum'da atılmıştı. Bu işin bir de psikolojik boyutu var. Erzurum'da bir umut ortaya çıktı. Belki de her şeyin bittiği nokta gibi düşünülürken Erzurum Kongresi bunun böyle olmadığını, milletin ayakta olduğunu, bütün zorluklara rağmen bu işe sahip çıkılacağını, milli birlik ve beraberlik konusunda geri adım atılmayacağını ortaya koydu, umut ışığı oldu. Hatta bazı yabancı gözlemciler Erzurum Kongresi'nin Cumhuriyete giden ilk adım olduğunu da söylerler. Çünkü burada halk kendi iradesiyle toplantı yaptı, temsilcilerini seçti, adeta bir meclis oluşturdu ve bunun başına da Mustafa Kemal Paşa'yı getirdi. Dolayısıyla Cumhuriyete giden yol da aslında Erzurum'da başladı ve bu yolda sonuna kadar devam edildi."
Küçükuğurlu, kongrede alınan kararların iç ve dış politikada belirleyici olduğuna değinerek sözlerini şöyle tamamladı:
"Erzurum'da pek çok temsilci bir araya gelmiştir, aslında ülkenin bütün meselelerini konuşmuşlardır ama konuştukları meseleler gerçek anlamda bir an önce çözüme kavuşturulması gereken meselelerdir. O yüzden Erzurum Kongresi'nde bir dakika bile boş geçilmemiştir, her anı ve saniyesi dolu dolu değerlendirilmiştir. Geçek meseleler üzerine konuşulan bir kongreden de gerçek sonuçlar ortaya çıkmıştır ve bu sonuçlar Milli Mücadele'nin sonraki rotasını belirlemiştir."
KAYNAK : AA Haber
TuvART BELGE : Milli Egemenlik Belgelerinde Erzurum Kongresi Dosyasını buradan indirebilirsiniz.
ERZURUM KONGRESİ BEYANNAMESİ
(Günümüz Türkçesi)
Şarki Anadolu İlleri Erzurum Kongresi Beyannamesidir.
Mütarekenin yapılmasından sonra gittikçe artan antlaşmayı bozan işlemler ve İzmir, Antalya, Adana ve yöresi gibi memleketimizin önemli parçalarının eylemli olarak ele geçirilmesi ve Aydın ilinde yapılan katlanılmaz Yunan faciaları ve Ermenilerin Kafkasya içinde sınırlarımıza kadar dayanan soykırım ve İslamların yok edilmesi politikasıyla yayılma hazırlıkları ve Karadeniz kıyısında Pontus hayalini gerçekleştirmek amacıyla hazırlıklar yapılması ve yalnızca bu amaçla Rusya kıyılarından akın akın göçmen adı altında gelen yabancı Rumların ve bu arada silahlı eşkıya çetelerinin gönderilmesi ve getirilmesi gibi olaylar karşısında kutsal vatanın parçalanması ve dağılma tehlikesini gören milletimiz, hiçbir millî iradeye dayanmayan Hükümeti Merkeziyemiz’in bu acılara ve facialara çare bulamayacağına uğursuz benzerleriyle konuya varmış ve birçok etkenler altında belki daha acı ve sindirilemez ve kabul edilemez kararlara da baş eğeceğinden tamimiyle kuşkulu bulunuyor. Bundan dolayı kendini en yakın ve en kanlı tehlikeler karşısında gören Şarkî Anadolu illerinin kutsal değerlerini kendilerince korunması amacıyla her yönden millî vicdandan doğmuş derneklerin katılmasıyla sonradan toplanmış olan Erzurum Kongresi 7 Ağustos 1 91 9 tarihinde çalışmasına son vererek Allah’ın lütfu ile aşağıdaki kararları aldı:
1. Trabzon ili ve Canik Sancağıyla doğu illeri adını taşıyan Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Elâzığ, Van, Bitlis illeri bu saha içindeki bağımsız livalar hiçbir neden ve vesile ile birbirinden ve Osmanlı toplumundan
ayrılmak olanağı düşünülmeyen bir bütündür.
Mutluluk ve mutsuzlukta birliği kabul ve kaderi üzerinde aynı amacı hedef sayar. Bu bölgede yaşayan bütün İslami unsurları birbirlerine karşı karşılıklı bir özveri duygusu ile dolu ve soy ve sosyal durumlarına
saygılı öz kardeştirler.
2. Osmanlı vatanının bütünlüğü ve millî bağımsızlığımızın sağlanması ve saltanat ve hilafet makamının korunması için Kuvayı Milliyeyi etken ve millî iradeyi egemen kılmak esastır.
3 . Her türlü işgal ve karışma, Rumluk ve Ermenilik oluşturma amacına dönük sayılacağından, birlikte savunma ve direnme esas kabul edilmiştir. Siyasal egemenlik ve toplum dengesini bozacak surette Hristiyan ögelere yeni bir takım ayrıcalık verilmesi kabul edilmeyecektir.
4. Hükümeti Merkeziye’nin bir devlet baskısı karşısında buraları terk ve savsama zorunda kalması olasılığına göre Hilafet ve Saltanat makamına bağlılığı ve varlık ve millî haklara kefalet eden önlem ve kararlar alınmıştır.
5. Vatanımızda öteden beri birlikte yaşadığımız Müslüman olmayan ögelerin Osmanlı Devleti yasaları ile doğrulanmış, kazanılmış haklarına tümüyle saygı duymaktayız. Mal ve can ve ırzlarının korunması zaten dinsel gerekler, millî gelenekler ve yasalarımızın esaslarından olmakla bu esas kongremizin genel kanısıyla da doğrulanmıştır.
6. İtilaf devletlerince mütarekenin imza olunduğu 30 Ekim 1918 tarihindeki sınırımız içerisinde kalan ve her bölgesinde olduğu gibi Doğu Anadolu illerinde de ezici çoğunluğu İslâmlardan oluşan ve kültürü, ekonomik üstünlüğü Müslümanların olan ve birbirinden ayrılmaları olanaksız öz kardeş olan din ve soydaşlarımızın oturmakta bulunduğu ülkemizin bölünmesi görüşünden tümüyle vazgeçmekle varlığımıza tarihsel, soysal ve dinsel haklarımıza saygı gösterilmesine ve bunlara aykırı girişimlerin tutulmasına ve böylece bütünü ile hak ve adalete dayalı bir karar beklenir.
7. Milletimiz insancıl, çağdaş amaçları yücelten ve fenne uygun, sanat ile ilgili ve ekonomik durum ve gereksinmemizi değerlendirir. Bundan dolayı devletimizin ve milletimizin iç ve dış bağımsızlığı ve vatanımızın bütünlüğü saklı kalmak koşulu ile altıncı maddede açıklanan sınır içerisinde millî esaslara saygılı ve ülkemize karşı yayılma isteği beslemeyen herhangi bir devletin fenne uygun, sanat ile ilgili ekonomik yardımını kıvançla karşılarız ve bu hakça ve insanca koşulları içeren bir barışın da ivedi karar altına alınması insanlığın esenliği ve dünyanın dirlik ve düzenliği adına alacağımız milli isteğimizdir.
8. Milletlerin kendi kaderlerini kendilerinin belirttikleri bu tarihsel çağda Hükümeti Merkeziyemizin millî iradeye bağlı olması zorunludur. Çünkü, millî iradeye dayanmayan herhangi bir hükümet kurulunun kendine göre ve kişisel kararlarına ulusça uyulmadıktan başka dışarıda da geçerli olmadığı ve olamayacağı şimdiye kadar belgelenmiş, işlev ve sonuçlarıyla tanıtlanmıştır. Bundan dolayı ulusun içinde bulunduğu sıkıntı ve kuşkudan kurtulmak çarelerine kendisinin girişmesine gerek kalmadan Hükümeti Merkeziyemizin Milli Meclisi hemen ve bir an kaybetmeden toplaması ve bu suretle ulusun kaderi ve ülke için alacağı bütün kararları Milli Meclis’in denetimine sunması zorunludur.
9. Yurdumuzun uğradığı acılar ve olaylar ile bütünüyle aynı amaç ve millî vicdandan doğan derneklerin birleşmesinden ve bağdaşmasından meydana gelen genel kitle bu kez (Şarki Anadolu Müdafaayı Hukuk Cemiyeti) Doğu Anadolu Müdafaayı Hukuk Derneği adıyla adlandırılmıştır. İşbu dernek her türlü particilik akımlarından tamamen arınmıştır. Bütün İslâm vatandaşlar, derneğin tabii üyesindendir.
10. Kongre tarafından seçilen bir Temsilciler Heyeti kabul ve köylerden başlamak üzere il merkezlerine kadar kurulmuş olan Teşkilatı Milliye (ulusal örgüt) birleştirilmiş ve gerçekleştirilmiştir.