Bulgar Türkleri, Hun devletinin çözülmesini takibeden hareketler neticesinde ilk defa Avrupa sınırında göründü. Bu dönemdeki Bulgar Türkleri ile ilgili olarak Priskos'da şunları okuyoruz :
463 sıralarında Onogurlar, Ogurlar ve Saragurlar Bizans'a elçi gönderdiler. Kaynaklardaki belgelere dayanarak Ogurlar ile Bulgar Türkleri'nin kasdolunduğunu biliyoruz. Muhtelif oymakları birleştiren vasıf Ogur olmalarıdır. Mesela; On - ogur = 10 Ogur; Saragur = beyaz ogur; Oturgur = otuz ogur. Otuz (Türk Bulgar lehçesinde otur).
Saragur elçileri, yeni yurd aradıkları sırada Ağaçerilere hücum ederek onları imha ettiklerini bildirdiler. Birkaç yıl sonra Saragurlar Bizans'ın müttefiki sıfatıyla Persler'e karşı savaşarak İberya'yı (Bugünkü Gürcistan'ı) ve Ermeni ülkelerini tahrip ettiler.
Daha sonra, oymak birliğinin zayıflaması ve başka birlik halinde teşkilatlanmaları nedeniyle Saragur ve Ogurlar'ın sesi kesiliyor. Bu birliklerinden bir tanesi Oturgur adı altında Kafkasya'da kaldı ve esas kitlesi Don ile Kuban nehirleri arasında yerleşti. Bu esas kitle etrafında toplanan oymaklar Onogur (= Türk kavmine mensup bir addır) adını aldı. Eski bir teşekkül olan Onogur bu suretle tekrar canlandı. Don ile Dnyeper arasına göç eden ikinci birlik Kutrigur adını aldı.
Priskos'un bahsettiği halk hareketinin neden meydana geldiğini Nemeth Gyula tespit etmeye çalışmaktadır:
Avarlar, Turfan çevresinde yaşayan Sabirleri yendiler. Sabirler'de İrtis çevresinde oturan Ogur-Bulgarlarını (Saragurları ve On Ogurları) yurtlarından çıkardılar. Bu suretle Ogur Bulgarları Kafkasya'ya 463 sıralarında gelip yerleştiler.
Bu görüş doğru olmasa gerektir. Zira ileride ayrıntılarıyla anlatılacak olan Kafkasyalı bir kavim olan Kidarlar veya Kitaritalar Bulgar Türkleri'dir ve bunlar 456 yıllarında Kafkasya'da yaşamaktadırlar. Diğer tabirle 463'de vukubulan göçlerden önce Kafkasya'da idiler.
Tuna Bulgar Türkleri Kafkasya bölgesindeki akrabalarıyla uzun müddet birlikte yaşadıkları için geleneklerini korumuşlardı. 463 yıllarında birlikte birkaç
sene yaşadıktan sonra ayrılmış olsa idiler böyle bir durum sözkonusu olamazdı. Volga ve Tuna Bulgar Türkleri'nin uzun müddet birlikte yaşadıklarını Bulgaristan'da bulunan arkeolojik belgeler teyid etmektedir. Kanaatıma göre bütün Ogur oymakları, gerek Don ve Kuban, gerekse Don ve Dnyeper arasındakiler, Volga ve Tuna Bulgar Türkleri'nin ecdadı ile Macarlar uzun müddet Kafkasya'da birlikte yaşamışlardır.
Bulgar Türkleri'nin Sibirya'dan göç etmeyip daha yakın yurtlarından Kafkasya'ya geldiklerini gösteren diğer belgeler de vardır.
Ural Nehri'nin eski Türk adı olan Yayık'ı, Ptolemaios, M.S. ikinci asırda dadık şeklinde yazdığı cihetle daik dır. Kadim Türk -y- sine karşı d - d , Bulgar Türkleri'nin Macarcaya verdikleri ödünç kelimelerde ve Tuna'daki Bulgar Türkleri'nin dil yadigarlarında da bulunmakta ve bu durum Bulgar Türkleri'nin lehçesinin bir hususiyetini teşkil etmektedir. Şu halde; İsa' dan sonra ikinci asırda Ural Nehri yanında Ogur Bulgar oymakları oturmaktadır. VI. asırda da burada aynı halk yaşıyordu. Zira Menander de, dadık = daik şeklinde bu nehri adlandırmaktadır.
Nemeth Gyula'ya göre; Bulgar Türkleri'nin İrtiş çevresinde oturmuş olmaları gerekiyor. Aslında
ise Bulgar Türkleri'nin Ural Nehri çevresinde oturdukları görülüyor.
Bu çağda Sabirler'de Asya'da oturmuş olamazlar. Çünkü Ptolemaios, Savarları =Sabir denen Türk boyunu Avrupa'nın kuzeyinde Biff dağlarına kadar uzanan yurtlarında göstermekte, aynı şekilde Malcellinus Ammianus da Sabirleri Sapir adıyla adlandırmaktadır. Sabirler'in bu çevrede oturduklarını gösteren belge de mevcuttur. Volga Bulgar Türkleri'nin bir oymağının ve ikinci büyük şehrinin adı Savar' dır. Bu oymağın eskiden buraya yerleşmeyip Kafkasya'nın Kuzeyi'ndeki Bulgar Türkleri'ne iltihak edip göç etmiş olması da muhtemeldir.
Bütün bu izahattan çıkan sonuca göre; M.S. II. yy'da Bulgar Türkleri, Ural Nehri çevresinde, Sabirler'de
orta Volga ile Kama çevresinde oturmuşlardır. Daha sonra Macarlar'ın tarihinde geniş şekilde açıklanacağı üzere, Bulgar Türkleri'nin ana yurdu aşağı Volga ve Ural arası olamaz. Bulgar Türkleri büyük ölçüde hayvan besledikleri için kurak step esas konakları olmaya elverişli olmayıp Kuybişef Orenburg hattının güneyinde uzanan otlu step daha müsaittir. Bulgar Türkleri'nin faaliyet sahaları, Ural Nehri çevresi ile güneydeki Kuru Bozkır'a kadar uzanmış olabilir.
Ural Nehri çevresindeki ana yurt, Bulgar Türkleri'nin Avrupa'daki en eski yurtları değildir. Çünkü,
Bulgar Türkleri Ogur (Oymak birliğinin Onogur) adını Ural Nehri çevresi ile hiç bir zaman teması olmayan
kavimlere de vermişlerdir. Nitekim Vogullar'ın ve Ostyaklar'ın bugün dahi adları Uğra'dır. Bugün bu kavimler ayrı sahalarda oturuyorlarsa da kaynaklar onların XI. yy'da Ural Dağları ve Kama Nehri'nin yukarı mecrası ile Peçora arasında oturduklarını ve bu sırada kendilerini Uğra ve yurtlarını Ugriya, Yugriya olarak adlandırdığına tanıklık etmektedirler. Şu halde; X. yy'da Ugriya'yı kaynaklar Ural Dağları'nın Doğu tarafında göstermektedir. XIV. yy. ortalarında Yugra kavmi Ural Dağları'nın Batı tarafında da oturmakta ve bir müddet sonra da tamamiyle Ural Dağları'nın Doğusu'ndaki Obi Nehri ve bu nehrin kolları çevresinde yerleşmiş bulunmaktadırlar.
Ugra adı, doğrudan doğruya Ogur'dan değilde Onogur kelimesinden çıktığına göre (17), Ogur oymağının Onogur birliği bu adı kendisine bağlı bazı kavimlere vermiştir.
Fin Ugorlar, Onogurlara tabi olmaları dolayısıyla Ugra adlarını aldılar. Fakat hiç bir zaman II. yy'da
Ural Nehri çevresinde -Bulgar- Onogurlarla komşu olacak derecede güneye inmediler. Bu durumda Ugra
kavmine adını veren Onogur -Bulgar- Türk boyunun yurdunun daha kuzeyde, orta Volga ve Kama Nehri'nin yanında olması gereklidir.
Bu suretle, II. yy'dan önce Onogurlar -Bulgar Türkleri- diğer Ogur kavimleriyle birlikte Orta Volga
ve Kama Nehirleri çevresinde oturuyorlardı. Vogul ve Ostyaklar'm onlara tabi ecdadı Ugra adlarını
onlardan aldılar.
Macarlar'ın Ungri- Ugri adı da Ongur - Obogur sözünden çıkmaktadır. Macarlar'm en yakın dil akrabaları
olan Vogullar ve Ostyaklar'ın adı da; Macarlar'ın Onogurlar -Bulgar Türkleri- ile beraber yaşadığı çağda Onogurlar'dan geçmiş bulunmaktadır. Macarlar'ın, Bulgar Türkleri ile temas halinde olduklarına bakarak Onogur adlarını daha sonraki yıllarda güneydeki yurtlarında aldıklarını sanmıyoruz. Çünkü onların dil akrabaları olan (Ugra-çağında birlikte yaşayan) Vogullar ve Ostyaklar'da aynı adı taşıyorlar. Halbuki onlar bu adı Macar ve Bulgar Türkleri'nin göçünden önce almış olabilirler.
Ugor kavimlerinin veya diğer bir tabirle Vogullar'ın ve Ostyaklar'ın ecdadı hiç bir zaman güneye inmeyince, şüphesiz Macarlar da en yakın akrabalarıyla birlikte yaşadıkları anda bu adı almışlardır.
Macarlar'ın Vogul Ostyak dil akrabalarından ne zaman ayrıldıklarını maalesef tespit edemiyoruz. Bunun M.ö. I. bin yılda veyahut İsa'nın doğumu sıralarında vukua gelmesi muhtemeldir. Vogul, Ostyak ve Macarlar'ın yurdu, İsa'nın doğumundan önceki asırlarda Byela ve Kama ağzından kuzeye doğru, Kama Nehri'nin iki yanı boyunca Ural Dağları'na kadar uzanıyordu. Macarlar, Onogur (Bulgar Türkleri'nin) yurdu ile burada temas ettiler ve diğer Onognrlarla birlikte Orta Volga ve Kama Nehri çevresinde yaşadılar. Macarlar Onogur adlarını, Vogul ve Ostyakla ise, "Uğra" adlarını burada aldılar. Daha sonra isa'nın doğumu sıralarında Macar kolu, diğer akrabalarından ayrılarak biraz güneye çekildi ve tamamiyle Onogur oymakları arasına karışarak onlarla birlikte daha güneye Ural'a doğru göçtü. Macarca' da, Ural çevresindeki Bulgar Türkleri ile Macar birliği çağına tekabül eden ödünç sözler, Kafkasya'daki Bulgar Türkleri ile Macar çağında kalan ödünç sözlere nazaran daha eskidirler. Ural'daki bu birlikte yaşayış,
M.S. I-II. yahut IV. yy'lara rastlar.
Onogur Bulgarlar'ın ancak siyasi birliğine bağlı ve dil yönünden akraba olan Vogullar Ostyaklar ve (o zaman henüz ayrılmamış olan) Macarlar, İsa'nın doğumundan önceki asırlarda güneye göç etmek üzere birlikten ayrıldıklarında Bulgar Türkleri ile münasebetleri çok derin olmuş ve adeta aynı kültüre haiz bir kavim halinde gelişmişlerdir.
Ogur-Bulgarlar, İsa'nın doğumu sırasında orta Volga ile Kama çevresinde oturdukları ve Ugor kavimlerini siyasi teşkilatlarına bağladıkları sırada Sabirler İrtiş çevresinde oturuyorlardı. Bu çevre, Sabirler'in uzun müddet oturmaları nedeniyle göçlerinden sonra da Sabir yurdu olarak anıldı. Moğol çağında İrtiş çevresine Sibir denilmekte idi. Bugünkü Sibirya adı da Türk boylarından olan Sabirler'in adından alınmıştır. Sabirler'in bu çevrede uzun müddet oturduklarını bildiren pek çok belge vardır.
Şu halde, İsa'nın doğumu sıralarında; Sabirler İrtiş yanında, Bulgar Türkleri ise Orta Volga ve Kama yanında oturuyorlardı. Doğu'da husule gelen bir kavimler göçü dolayısıyla, M.S. II. yy'da Sabirleri Orta Volga ile Kama yanında bulmaktayız. Bulgar Türkleri ise daha güneye, Ural ile Volga nehirlerinin tahminen Kuybişef ve Oreburg hattı güneyindeki alana çekildiler. Ptolemaios da durumu böyle göstermiştir.
Bu bölge, Bulgar Türkleri'nin göçünden sonra da yine aynı adla adlandırılır. Çünkü, VI. yy. ortasında meydana çıkan Avarlar, kendilerinin Ogur oymağından olduklarını ve hükümdarlarının Uar ve Hun adıyla adlandırıldığını bildirmektedirler.
(=Sonuncusu Avar halk ananesinin Hun şuuruna delildir. Avarlar'da da Hun efsanesi mevcuttu ve kendilerini Hun aslından biliyorlerdı . Kendilerine ad veren cedlerinin Avor ve Hun adlı iki eski Kral olduğunu sanıyorlar. Aynı veçhlle Macar Halk ananesi de Macarları Hunor ve Magyar adlı iki Kral çocuğundan neşet ettirir. Bulgar hanlarının ananesine göre. Bulgarlar Hun kra llarından neşet ederler.)
Ogur adıyla adlandırılan kavimlerin yurdu hakkındaTheophylaktos Simokattas, bunların Türkler tarafından (kara) sıfatı verilen Tip=Til nehri boyunda oturduklarını söyler. Bu "Kara itil", bugünkü adıyla Volga'dır. Tabiatıyla kasdolunan yer Volga'nın aşağı mecrası olmayıp, mer'aları bulunan ve Avarlar'ın geçinmelerine müsait Bulgar Türkleri'nin eski yurdu olan bozkır çevresidir. Şu halde, bu bölgedeki kavimleri VI. yy'da dahi, eski sakinleri olan Bulgar Türklerine izafeten Ogurlar adlandırdılar.
Avarlar'ın buraya ne suretle geldikleri ve 463 sıralarında Sabirleri yurtlarından sürerek ne şekilde yerleştikleri daha sonra izah edilecektir. Daha önce, II. yy. ile 463 tarihi arasında Sabirleri Ural-Volga nehirleri çevresindeki yurtlarından Kafkasya'ya sürdüler.
Priskos'da zikrolunan değişiklikler, Bulgar Türkleri'nin Kafkasya'ya çekilmelerinin bir sebebi olarak gösterilmişse de, Bulgar Türkleri ile ilgili diğer belgeler ve arkeolojik buluntular buna aykırıdır. Yukarıda zikredildiği şekilde, Don ile Dnyeper arasında oturan Kutrigurlar, Kafkasya'da, daha sonra oraya gelen kardeş kavimlerle uzun müddet birlikte yaşamışlardır. Priskos'da zikrolwıan hadiselerden sonra onları batıdaki yurtlarında buluyonız. Kafkasya'da uzun zaman kaldıklarına dair kendi ananelerinden başka müşterek yaşayış devrine ait belgeler de mevcuttur.
Umumiyetle bütün Ogur-Bulgar oymaklarının Kafkasya'da uzun müddet ikamet ettiklerine ve Balkanlara V. yy'ın 60. yıllarından önce göç ettiklerine karar verilebilir.
Bulgar Türkleri Tarihi, Geza Feher
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
TTK - Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1984
Ellerine sağlık, çok değerli bir bilgi paylaşımı olmuş.